Audi, yeni araç modelleriyle ilgili son duyurularını yapmaya devam ediyor. Geçtiğimiz yıl tanıttığı Skysphere Roadster, Nisan 2022’de tanıtılması planlanan GrandSphere Sedan ve UrbanSphere konseptlerinin ardından, şimdi de dört kapılı crossover coupe modelini tanıttı. Yeni aracın en dikkat çekici özelliği ise çok yönlü gövde tasarımı.
Activesphere, Audi Design Studio’da Malibu’da tasarlanmış bir konsept araçtır. Premium segmentte yer alması için 4,98 metre uzunluğunda, 2,07 metre genişliğinde ve 1,60 metre yüksekliğinde boyutlara sahiptir.
Audi’nin Activesphere modelinin yerden yüksekliği, arazi kullanımı sırasında 208 milimetrelik temel yükseklikten 40 milimetre artırılabiliyor veya yol sürüşünde aynı miktarda alçaltılabiliyor. Activesphere, sportback bir otomobilin bir allroad’ın tasarım öğelerini ve teknik ekipmanını bünyesinde barındıran ilk model olarak öne çıkıyor. Bu yeni gövde varyantı, allroad’ın aksine Audi tarafından “Active Sportback” olarak adlandırılıyor.
Audi, otonom sürüş teknolojisi konusunda yaptığı çalışmaların meyvesini “Audi activesphere” konsepti ile sergiliyor. Bu konsept araçta, sürücünün sürüş sırasında gösterge paneli, direksiyon simidi ve pedallar gibi geleneksel kontrol elemanlarının bulunduğu yerler görünmez bir konumda kayboluyor. Özellikle ilk koltuk sırasında, sürücünün önünde bulunan aktif alanın ön ucundan itibaren geniş bir alan açılıyor. Böylece sürücü, rahat ve ferah bir sürüş deneyimi yaşayabiliyor.
Audi activesphere konsepti, otonom sürüş teknolojisi sayesinde sürücüsüz olarak seyahat edebiliyor. Ancak sürücü, istediği zaman direksiyonu devralmak isterse, gösterge paneli ve direksiyon simidi gibi kontrol elemanları, ön camın altındaki düz konumundan dışarı doğru dönerek sürücüye kolaylıkla erişilebilir hale geliyor. Bu özellik, sürücünün kontrolü devralması gerektiği durumlarda kolaylık sağlayarak güvenli bir sürüş deneyimi sunuyor.
Audi, son teknolojileri kullanarak geliştirdiği “Audi activesphere” konsept modeliyle sınırları zorluyor. Bu konsept araç, fiziksel gerçekliği dijital dünya ile birleştirerek, sürücü ve yolculara eşsiz bir deneyim sunuyor. Bunun en önemli parçası ise, her sürücü ve yolcu için ayrı ayrı sunulan yenilikçi AR gözlük ve kulaklıkları.
Audi activesphere konseptinde kullanılan optik teknolojiler, en yüksek çözünürlük ve mükemmel kontrast sunarak, çıplak gözle görülemeyen kontrol yüzeylerini ve ekranları kullanıcının direksiyon simidi başındayken görüş alanına getiriyor. Bu sayede sürücü ve yolcular, aracın içindeyken dış dünyayı gözlemleyebilirken aynı anda AR gözlük ve kulaklıklar aracılığıyla dijital bir dünyaya adım atıyorlar.
Audi activesphere konsepti, bu sayede sürüş deneyimini tamamen yeniden tanımlıyor ve sürücü ve yolculara, araç içinde geçirdikleri zamanı daha keyifli hale getirme imkanı sağlıyor. Bu inovatif teknolojiler sayesinde Audi, geleceğin sürüş deneyimini şekillendirmeye devam ediyor.
Konsept aracı, sürücü ve yolcuların ihtiyaç duydukları öğeleri yalnızca ihtiyaç duydukları anda ortaya çıkararak, araç içinde sezgisel bir kullanım imkanı sunuyor. Bu özellik, kullanıcıların gerçek dünyada olduğu gibi iç mekandaki öğeleri kolayca kullanabilmesini sağlıyor. Örneğin, klima kumandası veya hoparlörün üzerindeki eğlence ve sesli etkileşimli paneller, sürücü veya yolcuların ihtiyaç duydukları anda ortaya çıkıyor ve kolayca kullanılabiliyor.
Konsept aracının iç mekan tasarımı, sürücü ve yolcuların daha rahat ve verimli bir sürüş deneyimi yaşamasını amaçlıyor. Yenilikçi özellikler, araç içindeki herkesin ihtiyaçlarına uygun olarak tasarlanmıştır. Bu özellikler, sürüş sırasında gerekli olan kontrollerin ve bilgilerin kolayca erişilebilir hale getirilmesini sağlıyor.
Audi, “Audi activesphere” konseptiyle gelecekteki otomobil tasarımlarının ne şekilde olacağına dair ipuçları veriyor. Bu inovatif teknolojiler sayesinde Audi, sürücü ve yolculara daha rahat, verimli ve eğlenceli bir sürüş deneyimi sunmayı hedefliyor.
“Audi activesphere” konsepti, Audi’nin en yenilikçi elektrikli tahrik sistemi olan Premium Platform Electric (PPE) üzerine kurulmuştur. Bu sistem, Audi’nin diğer konsept otomobilleri “Audi grandsphere” ve “Audi urbansphere” gibi modellerde de kullanılmaktadır.
PPE platformu, tamamen elektrikli araçların daha yüksek performans ve sürüş mesafesi sunması için geliştirilmiştir. “Audi activesphere” konsepti de bu platform üzerinde şekillendirilerek, sürücülere ve yolculara yüksek performans ve verimlilik sağlamak üzere tasarlanmıştır.
PPE’ye dayalı ilk Audi üretim araçları ise 2023 yılının sonuna kadar birbiri ardına piyasaya sunulmayı planlamaktadır. Bu otomobiller, elektrikli sürüşün gelecekteki standartlarını belirlemeye yardımcı olacak ve Audi’nin inovatif teknolojilerinin seri üretimdeki başarısını gösterecektir.
Audi activesphere konsepti, dört tekerlekten çekişli bir araçtır ve ön ve arka akslarında yer alan elektrik motorları sayesinde toplam 325 kW güç ve 720 Newton metrelik bir sistem torku üretebilmektedir. Konsept aracın ön ve arka tekerlekleri, birbirine bağlanan beş bağlantılı bir aks sistemi ile birbirine entegre edilmiştir.
Bu elektrikli tahrik sistemi sayesinde, “Audi activesphere” konsepti yüksek performanslı bir sürüş deneyimi sunmakta ve dört tekerlekten çekiş özelliğiyle sürüş güvenliğini artırmaktadır. Ayrıca, elektrikli motorların sessiz çalışması sayesinde araçta konforlu bir sürüş sağlanmaktadır. Tüm bu özellikler, Audi’nin gelecekteki elektrikli otomobillerinin ne kadar yüksek bir performans ve verimlilik seviyesine sahip olabileceğinin bir göstergesi olarak kabul edilebilir.
Audi’nin gelecekteki tüm PPE (Premium Platform Electric) modelleri, 800 voltluk bir şarj teknolojisine sahip olacak. Bu teknoloji, Audi e-tron GT quattro gibi modellerin çok kısa sürede pilini 270 kW’a kadar hızlı şarj istasyonlarında şarj edebilmesine olanak tanıyor. Ayrıca, bu teknolojinin kullanılmasıyla birlikte, yüksek hacimli orta sınıf ve lüks segmentlerde PPE’ye dayalı ilk Audi modellerinin piyasaya sürülmesi planlanmaktadır.
800 voltluk şarj teknolojisi, Audi’nin elektrikli araçlarındaki performansı ve verimliliği artırmayı hedefliyor. Bu teknoloji, pilin daha hızlı şarj edilmesini mümkün kılarak aracın daha uzun mesafeler kat etmesine olanak sağlar. Ayrıca, bu teknoloji sayesinde PPE tabanlı Audi modellerinin elektrikli araçlar arasında öne çıkan seçenekler arasında yer alması hedeflenmektedir.
PPE teknolojisi sayesinde, şarj süreleri geleneksel bir yakıt ikmali süresine yaklaşıyor. Sadece 10 dakikalık bir şarj, araca 300 kilometreden fazla güç sağlayacak enerjiyi almak için yeterli olacak.
Audi activesphere modelinin 100 kWh pilini %5’ten %80’e kadar şarj etmek için 25 dakikadan daha kısa bir süre yeterli oluyor. Bu şarj süresiyle birlikte araç, 600 kilometreyi aşan menziliyle uzun mesafeler için son derece uygun hale geliyor.
Güncel Audi Modelleri